Kasımda Öğretmenlik Başkadır

Kasımda aşk mı başkadır, öğretmenlik mi? Öğretmenlerimiz için şüphesiz farkı yoktur. Hatta hayatını değiştirecek, harika öğretmenlerle karşılaşmış şanslı öğrenciler için de…

Çevrimiçi Iş Için Dizüstü Bilgisayar Kullanan Mutlu Siyah Kadın


Peki bu meslek sırf ruhu doyurmak için mi ortaya çıkmıştır? Gerçekten algılanan aşk gibi midir yani? Temelde evet; aşk da eğitim de türümüzün devamlılığı için vardır. Ve insanoğlu her ikisi için de materyalist ve romantik yorumlarda bulunmuştur. Yani sosyal bir varlık olan insan için hiçbir şey ne tamamen işlevsellik üzerine kurulu ne de tamamen romantizm temellidir. İlkel dönemlerden beri uygulanmaktadır bu öğretme işi. Peki acaba ilk kez kim sordu “365 günden biri de niye bizim günümüz değil?” sorusunu?

Masanın önünde Sandalyede Oturan Kadın Grubu


Aslında pek çok gün gibi öğretmenler günü de bir hak arayışı sonucunda ortaya çıkmıştır. 1966’da Paris’te gerçekleşen “Öğretmenlerin Statüsü Hükümetlerarası Özel Konferansı”nın sona erip UNESCO temsilcileri ile ILO tarafından “Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi”nin oy birliği ile kabul edilişinin yıl dönümü olan 5 Ekim günü, UNESCO tavsiyesiyle birçok ülkede öğretmenler günü olarak kutlanmaktadır. Fakat başlıktan da anlaşıldığı üzere biz Kasımdan bahsedeceğiz, yani ülkemizden, başöğretmenimizden…

Projektör Ekranının Yanında Duran Takım Elbise Ceketli Adam


Hepimizin bildiği gibi Atatürk sadece bir asker veya yönetici değildi. İyi bir eğitim almış, kendisini dönemin kötü koşullarına ve cephede yer alan bir asker olmasına rağmen geliştirmiş, çok yönlü biriydi. İlk eğitim bilimcimiz olan ve Aristo’dan sonra bilgisinin, görüşlerinin derinliğinden dolayı kendisine muallim-i sâni (ikinci öğretmen) denen Farabi (870-950), bir devlet başkanının milletinin eğitimcisi olması, öğrenme ve öğretmeyi sevmesi, öğretmenin yöntemlerini bilmesi gerektiğini söylemiştir. Atatürk de bu doğrultuda hareket eden, eğitim konusunda önemli bir örnek teşkil eden sayılı liderlerdendi. Kurtuluş Savaşı’nın en yoğun dönemlerinde Maarif Kongresi’ni gerçekleştirmeleri, Atatürk’ün cepheden ayrılıp kongreye katılması da bunun en büyük örneğidir. Çünkü savaştan çıksa da bir milletin eğitimsiz, öğretmensiz ve kültürel anlamda savunmasız kalması söz konusuydu.


Peki neden 24 Kasım? Eline tebeşiri alıp tahta başına geçen Atatürk, ülkede okuma-yazma seferberliği başlatmıştır. Fotoğrafı canlanmıştır gözünüzde. Türkiye Cumhuriyeti hükümetince kendisine verilen “Millet Mektepleri Başöğretmenliği” unvanını “24 Kasım 1928” tarihinde kabul eden Atatürk, öğretmenliğe verdiği kıymeti de şu sözüyle vurgulamıştır: “Benim asıl kişiliğim öğretmenliğimdir; ben milletimin öğretmeniyim. Eğer Cumhur reisi olmasam, Maarif Vekilliğini almak isterdim.” Fakat yıllar geçtikçe hızı kesilen okuma-yazma seferberliği Atatürk’ün doğumunun 100. Yılı olması sebebiyle 1981’de yeniden başlatılmıştır. Millî Eğitim Bakanlığı da Mustafa Kemal Atatürk’ün 1928’de Başöğretmen unvanını kabul ettiği tarih olan 24 Kasım’ı “Öğretmenler Günü” olarak ilan etmiştir. Bu yüzden Kasım’da aşk da öğretmenlik de başkadır çünkü Kasım bize başöğretmenimizi ve eğitime duyduğumuz aşkı hatırlatır.

5. sınıf sosyal bilgiler kitabından Atatürk gitti, Arap turistler geldi -  HABERLER Son Dakika


1981’den bu yana 24 Kasımlar öğretmenlerimizi sevdiğimizi ve onları anladığımızı maalesef sadece onlara çiçekler ve hediyeler götürerek gösterdiğimiz gün olarak kutlanmaktadır. Bir öğretmen lisesi mezunu ve inekle’nin çiçeği burnunda öğretmenlerinden biri olarak umuyorum ki başöğretmenimizin ve mesleğini hakkıyla icra eden tüm öğretmenlerimizin çabası daha iyi görülür ve anlaşılır. Bu Kasım’da öğretmenlerimize çiçek yahut hediye götürmek yerine onlardan öğrendiğimiz kıymetli bir bilgiyi, onlarla yaşamış olduğumuz güzel bir anıyı yahut hayatımızdaki doldurulamaz yerlerini onlarla paylaşmak daha keyifli olabilir, ne dersiniz?

Nurşah Şırahane

18.11.2021