Tarihe Adını Kazımış Kadınlar Bölüm 5: Frida Kahlo

Merhaba sevgili inekle Blog Okuyucuları. Ben İnekle sayısal öğretmenlerinden Kübranur Aktan. Bugün adını tarihe altın harflerle kazımış kadınların hayatlarına yolculuğa çıktığımız serimiz Tarihe Adını Kazımış Kadınların beşinci bölümü ile karşınızdayım. Bu bölümümüzde yirminci yüzyılın popüler kültür ikonu olan Frida Kahlo’nun hayatına yolculuk yapacağız. Keyifli okumalar dilerim. 😊

Tam adı Magdalena Carmen Frida Kahlo Calderon olan ressam 6 Temmuz 1907’de Meksiko’nun güneyinde dünyaya geldi.  Yaşamının modern Meksika’nın doğuşu ile başlamasını istediği için doğum tarihini 7 Temmuz 1910 olarak ilan etmiştir. 6 yaşındayken geçirdiği çocuk felci sebebi ile bir bacağı engelli kalmış ve zamanla Tahta bacak Frida olarak anılmaya başlanmıştır. Engeli Frida’yı yıldırmamış ve dönemin en iyi eğitimini veren Ulusal Hazırlık okulunda okumuş ve bu dönemde edebiyat, sanat, felsefe gibi alanlara yönelmiştir. Güçlü bir kişilik oluşturup hayata tutunmaya çalışırken 18 yaşında geçirdiği kaza hayatını altüst etmiştir.

17 Eylül 1925’te okuldan dönerken bindiği otobüsün yaptığı kaza sonucu tüm hayatı hastanelerde ameliyatlar ve doktorlarla geçmiştir. Kazadan bir ay sonra hastaneden çıkan Kahlo, ailesinin teşviki ile sıkıntı ve acıdan kaçmak için resim yapmaya başlamıştır. Yatağının tavanındaki aynaya bakarak oto-portreler yapmıştır. İlk otoportresi, “Kadife Elbiseli Otoportre”dir.

Kadife Elbiseli Otoportre

Resim çizmeye devam eden Frida, arkadaşı aracılığı işe o dönemin Michelangelo’su olarak anılan ünlü ressam Diego Rivera ile tanışmış ve ona resimlerini göstermiştir. Zamanla iki ressam arasındaki ilişki romantik bir hal almıştır. İkilinin evliliği, “fil ile güvercinin evliliğine” benzetilmiştir.

Sık sık sağlık sorunları yaşadan Frida, yaşadığı acılarla başa çıkmak için kendini resim yapmaya adamıştır. Yalnız Meksika’da değil Amerika ve Fransa’da da sergiler açmıştır. 1943’te La Esmeralda adlı yeni bir sanat okulunda öğretim üyeliğine başlamış sağlık durumu kötüleşmesine rağmen ders vermeyi on yıl boyunca sürdürmüştür.  Ancak sağlık koşulları nedeniyle Mexico City’ye gidemediğinden, derslerini evinde vermiştir ve öğrencilerine “Los Fridos” (Frida öğrencileri) denilmiştir.  1950’de omurgasındaki sorunlar nedeniyle hastaneye kaldırılmış ve 9 ay hastanede kalmıştır. 1953 yılı Nisan ayında Mexico City’de bir kişisel sergi açmıştır.  Temmuz ayında ise kangren teşhisi ile sağ bacağı kesilmiştir.

 Frida Kahlo, 13 Temmuz 1954’te, akciğer embolisi teşhisiyle son nefesini verdiğinde; arkasında bıraktığı son tablosu, Yaşasın Yaşam isimli bir natürmort olmuştur. Cenazesinin külleri Mavi Ev’de (Frida’nın çocukluğunun geçtiği ev) muhafaza edilmektedir.

Bu bölümümüzde yaşadığı tüm zorluklara rağmen tarihe adını altın harflerle yazdırmış, filmlere konu olmuş kadınlardan Frida Kahlo’nun hayatına yolculuk yaptık. İlkleri başaran, gurur kaynağı kadınların hayatları hakkında bilgi sahibi olmak için serimizi takipte kalmayı unutmayın. inekle Blog’la kalın! 😊

Kübranur Aktan

12.03.2024

Leave a Comment