Kitabı mı, Filmi mi?
Yıllar boyu sinemaya en büyük katkıyı edebiyat sağlamıştır. Edebiyat eserleri sinemaya uyarlanmıştır. Bir nevi bir sanat dalı başka bir sanat dalına ilham vermiştir. Beraberinde ise birçoğumuzun aklına kuşku ve sorular geldi: “Film mi, kitap mı?” ya da “Bir eserin kitabını okumak mı, filmini izlemek mi?” gibi. Bana kalırsa bu sorunun net bir cevabı yok. Her film, bir kitap. Her kitap da bir filmdir. Filmin de kitabın da ayrı bir keyfi ve tadı vardır.
Kitap okumak daha fazla emek isteyen bir iştir. Zihnimizin üst düzeye çıktığı, bilgi dağarcığımızın her sayfada genişlediği ruhumuzu ferahlatan bir eylemdir. Kitaplar bizleri özgür bırakır, insana yol aldırır, insana başkalarının yerinde olma empati duygusunu öğretir. İstediğimiz zamanda ve yerde kitap okuyabiliriz. Trende, otobüste, bankta, koltukta… Kitap okumak samimi bir dostunla muhabbet etmek gibidir.
Film izlemek ise insana sanatsal ve düşsel hazlar katar. Fakat bizler başkasının hayallerini izleriz, kendimizden bir şeyler katamayız. Hatta o hayatları kısa süreliğine de olsa yaşamak isteriz. Filmin başrolündeki adam senin kahramanın değildir, tanımadığın biridir. Hayalindeki karakterden çok farklıdır. Sen karakteri zayıf düşünürsün ama filmde olan kiloludur. Filmler önümüze hazır bir şekilde gelir. Fakat kitaplarda başrol, yardımcı oyuncu sizsinizdir. Orada kendi hayallerinizi kurarsınız. Kitaplar senin hayallerinden, senin yüzlerinden oluşan muhteşem bir dünyadır. Film izlemenin zevki ise apayrıdır ama okuduğun bir kitabın filmini izlemek, kimilerine göre bir ödül kimilerine göre ise hayal kırıklığıdır. Örneğin hepimizin yakından takip ettiği Hababam Sınıfı… Bu film bizleri güldürüp düşündürürken, komedi işlenirken kitabında ise çöken eğitim sisteminden apaçık bahsedilmiştir. Victor Hugo’nun o okuyup okuyup bitiremediğimiz 1500 sayfalık Sefiller romanı çok hızlı ve kısa bir şekilde müzikale uyarlanmıştır. J.K Rowlıng’in efsanevi Harry Potter kitapları birbirinden güzel filmlere uyarlanıp bizim hayal gücümüzün sınırlarını zorlamış ve ortaya fantastik bir dünya çıkarmıştır. “Fareler ve İnsanlar, Sineklerin Tanrısı” gibi daha birçok örnek verebiliriz.
Kısacası film izlemek de, kitap okumak da biz insanların yapabileceği sıradan şeylerdir. Bunları sınıflandırmak ya da birbirinden ayırmak yanlıştır. Her ikisi de insanı alıp başka dünyalara götürür ve bunu yaparken de sadece kendilerini düşündürür. Her ikisi de:
-Bakış açımızı değiştirir, ufkumuzu açar,
-Bize hayatı sevdirir,
-İnsanın ruhunu yüceltir,
-İnsanı olgunlaştırır,
-Bazen yepyeni bir hayata başlamamızı sağlar,
-İnsandaki güzellik algısını ortaya çıkarır,
-Bilgi ve deneyimlerimizi artırır,
-Hayata sımsıkı sarılmamızı sağlar.
Son olarak sevgili inekle öğrencisi, her iki faaliyet de duruma göre değişebilir. Bazen kafan çok dolu olur kitap okumak yerine film izlemeyi tercih edersin. Bazı zamanlar olur okuduğun her satır sana mutluluk verir. Kitabın biter bitmez bir diğerine geçmek için sabırsızlanırsın. Sen yeter ki iste. ☺
Şevval Sert
23.01.2022