Misak-ı Milli Nedir?
Anadolu’daki Müdafa-i Hukuk cemiyetleri, bir yandan direnişi örgütlerken, diğer yandan bir talebi de dile getirmişlerdir. Osmanlı Devleti meşruti monarşi ile yönetilmekteydi yani anayasası vardı ve anayasasına göre meclis kapatıldıysa belli bir süre içerisinde yeni bir seçim yapılma zorunluluğu vardı. Müdafa-i Hukuk cemiyetleri ve daha sonra Mustafa Kemal ve arkadaşlarının katılmasıyla, Erzurum ve Sivas kongrelerinde, seçim talebini dillendirmişlerdir.
Nitekim bu talep Amasya protokolü ile de İstanbul tarafından tanınmış ve Aralık 1919’da ülkede Osmanlı Mebusan Meclisi için genel seçim yapılmıştır. Neticede Osmanlı Mebusan Meclisi, Ocak 1920’de İstanbul’da açıldı. Bu meclisin üyeleri arasında Mustafa Kemal Paşa da vardır. M. Kemal Paşa, Erzurum mebusu olarak seçilmiş fakat İstanbul’daki meclis açılış toplantısına katılmamıştır.
Misakı Milli Kararları
Meclis açıldıktan sonra en önemli çalışma, Misak-ı Milli kararlarının alınmasıdır. Misak-ı Milli kararı, “30 Ekim 1918 tarihinde Osmanlı ordusu nerede ise oralar bizim vatanımızdır, çekilebileceğimiz son nokta burasıdır” demektedir. Yani burada Osmanlı hudutları belirlenmiştir. Çekilebileceğimiz sınırlar çizilmiştir ve bunu bütün dünyaya ilan etmiştir.
Osmanlı Mebusan Meclisi’nin İstanbul’da işgal kuvvetlerine karşı olan bu dik duruşu ve hudutlarını kendi iradesi ile belirlediğini dünyaya ilan etmesi ve aynı zamanda Osmanlı Genelkurmayının ve Harbiye nezaretinin Anadolu’daki direnişe destek vermeleri, İtilaf Devletlerinin İstanbul’da adeta sabrını taşırmış ve İstanbul 16 Mart 1920’de resmen işgal edilmiştir. İstanbul’un işgali, Milli Mücadelenin 2 yıl gecikmesine sebebiyet vermiştir çünkü merkez, Osmanlı Genelkurmay Başkanlığı, Harbiye Nezareti buradadır. Buradan sevk ve idare, koordinasyon söz konusudur. Burası işgal edilince Anadolu’daki hareket ister istemez yavaşlamıştır.
Özel ders vermek için sitemizi tercih edin.