Kayı Boyu Söğüt’e Nasıl Geldi?
Dünya tarihinin yazılmasında şüphesiz önemli payı bulunan zamanın koca imparatorluğu Osmanlı Devleti, Söğüt’te filizlenmiştir. Söğüt’te filizlenen bu imparatorluk sonrasında Kuzey ve Doğu Afrika’nın büyük bir kısmını, tüm Ortadoğu ve Arap Yarımadası’nı, Doğu Akdeniz’in ve Karadeniz’in tüm sınırlarını, Viyana’dan Bakü’ye kadar olan tüm toprakları büyük bir askeri güçle ele geçirecekti. Bu imparatorluk sadece saldırıda değil savunmada da kuvvetliydi. Üstelik, kuruluş dönemlerinde gelen tüm güçlü Haçlı seferlerini püskürtmüşlerdi; hatta parçalanma dönemlerinde dahi yenilmez Birleşik Krallık gemilerini Gelibolu açıklarında batırmışlardı. Peki, bu zamanın koca imparatorluğun mensup olduğu Kayı Boyu nasıl Söğüt’e gelmişti? Gelin birlikte bu sorunun cevabını öğrenelim.
Oğuzların bir kolu olan Kayı boyu, Malazgirt Savaşı’nın Türklerin zaferiyle sonuçlanmasıyla Anadolu’ya sevk edildiler. Kayılar Anadolu’ya geldiklerinde çeşitli bölgelere dağıldılar. Erzurum, Erzincan, Kemah, Amasya, Çoruh, Kastamonu, Ilgaz, Çankırı, Gerede, Bolu, Düzce, Eskişehir, Balıkesir, Muğla, Manisa, Afyon, Konya, Ankara, Aydın, Kütahya ve Sivas’ta Kayı adını taşıyan köyler, bu durumu doğrular niteliktedir. Kayı boyunun sayısı fazla olabilirdi ancak birleşik değillerdi, yani dağınıktılar. Bu durum onların gücünü kırmıştı. Bu sebeple Kayı boyu, Selçuklu Devleti’nin zayıflama ve çöküşe doğru gittiği dönemlerde etkin rol oynayamadı.
Kayı Boyunun Söğüt’e Gelişi
Ertuğrul Gazi, yaklaşık 400 askeriyle yol alırken sohbet ediyorlardı. Bir tepeyi aşmışlardı ve karşılarında kıyametin koptuğunu gördüler. İki ordunun ölümüne savaştığını gördüler; bu iki ordu Moğol ve Selçuklu ordularıydı. Moğollar, Selçuklu askerlerini kıskaca almışlardı ve Selçuklu askerlerinin durumu kötüydü. Ertuğrul Gazi askerlerine döndü ve şöyle seslendi:
“Hey gaziler! Cenge rast geldik. Yanımızda kılıç taşıyoruz. Korkak gibi geri çekilmek erlik değildir. Ne yapmalıyız?” diye sordu. Askerlerden bazıları şunları söyledi:
“Mağlup durumdakine yardım etmek çok zor. Kendimizi tehlikeye atmamalıyız,” dediler. Ertuğrul Gazi ise:
“Bu söz, gerçek yiğitlerin sözü değildir. Yiğitlik, zor durumda olan kardeşlerimize yardım etmektir. İşi kolay olsa yardım etmeye gerek kalmazdı. Haydi, bu dar günde Hızır gibi yetimlerin yardımına koşalım,” dedi.
Bu sözlerden sonra moral kazanan askerler, Selçuklu’nun yardımına Hızır gibi yetişti.
Ertuğrul Gazi ve ordusu savaşın seyrini değiştirdi. Savaş Selçuklu lehine döndü ve Selçuklular kazandı. Selçuklu ordusunun başında bizzat Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat bulunuyordu. Ertuğrul Gazi bunu bilmiyordu. Alaaddin Keykubat savaş meydanında Ertuğrul Bey ve ordusunun kahramanlığını, cesaretini ve mertliğini görmüştü. Ertuğrul Bey, Sultanı görünce elini öptü. Sultan, Ertuğrul Gaziyi hayranlıkla süzdü, alnından öptü ve sonra şu sözleri söyledi, batı yönünü işaret ederek:
“Domaniç ve Ermeni Dağları’nı yaylak, Söğüt’ü kışlak olarak size verdim. Cenabı Hakk yardımcınız olsun,” diyerek Ertuğrul Gazi ve ordusunu uğurladı.
Kayı o gün bir cesaretle mağlup kardeşlerine yardım etti, sonra da bir cesaretle koca cihana hükmetti. Tabii, Osmanlı’nın her dönemi için söylenemez bu, lakin imparatorluk yıkılacağı dönemde bile yenilmez denilen Birleşik Krallık donanmalarını Gelibolu’dan geçirmemiş, Kut şehrinde onlarca önemli komutanı ve binlerce askeri esir almışlardı.
Ders içerikleri konusunda oluşan soruları mutlaka uzman inekle.com öğretmenleriyle iletişim kurarak değerlendirmelisiniz.