Dünya Işık Hızıyla mı Isınıyor?
Dünya güneşten gelen ışınlarla ısındığını bilmeyen yoktur. Ancak ışınların içindeki sıcaklık, ışık hızıyla aynı mı geliyor, bu hiç aklınıza geldi mi? Ayrıca biliyoruz ki dünyanın şekli ve eksen eğikliğinden dolayı güneş ışınları dünyanın her yerine aynı açıyla düşmüyor. Bu yüzden de ekvatordan kutuplara doğru sıcaklık azalıyor. Ayrıca eksen eğikliğiyle oluşan mevsimlerden dolayı sıcaklık değişiyor. Ama durun! Burada bir çelişki var. Dünyanın ısınmasında önemli olan şey güneşe yakınlık değil güneş ışınlarının geliş açısıdır. Ek olarak bilinen en hızlı şey ışık hızıdır ve dolayısıyla ışık ve sıcaklık kavramlarını birbirleriyle bağlantılı olarak bu konu üzerinde düşününce bir çelişki doğuruyor.
Bu cümleler fazlasıyla karışık gelmiş olabilir. Çünkü öğrendiğimiz bilgi belki de çürütülecek. Alışılmışın dışında bir şeyler duyacaksınız. Bu duyduklarınızı sorgulayacaksınız. Ama önce konuyu tane tane anlatmakta fayda var. Önce dünyanın nasıl ısındığını bize öğretilen şekilde anlatmak, sonra da bilinen ışık hızını bu konuya adapte etmek lazım.
“Işık hızı madem hızlı, güneş ışığı geliş açısı ile sıcaklık arasındaki ilişki ne. Sıcaklık ışık kadar hızlı gelemez. Örneğin lambayı açınca ışık çabuk gelir sıcaklık ise yavaş gelir.” Aslında konumuzun çıkış noktası bu cümleler. Şimdi aklımızda bunlar olacak şekilde konuyu tane tane anlatalım.
Dünya Nasıl Isınıyor
Lisede öğrendiğimiz coğrafya dersi bilgilerine göre Dünya güneş ışınları ile ısınıyor. Bu ışınlar dünyaya gelince dünyanın her tarafı eşit ısınmıyor. Çünkü Dünya küresel bir şekle sahip olduğu için güneş ışınları dünya yüzeyinin her tarafına eşit açıyla düşmüyor. Bu yüzden de dünyanın her tarafı eşit ısınmıyor. Çünkü dünyayı ısıtan asıl etken güneş ışınlarının geliş açısıdır. Dolayısıyla güneş ışınlarının dik geldiği ekvator yani dünya küresinin en şişkin yeri daha fazla ısınıyor. Ama güneş ışınlarının kutuplara doğru gittikçe daha eğik açıyla gelmesinden dolayı sıcaklık kutuplara doğru azalıyor.
Dünyanın nasıl ısındığını güneş ışınlarının geliş açısıyla açıklamış bilim adamları. Yukarıda da bahsedildiği gibi Dünya’nın ısınması bu şekilde biliniyor. Ama tam da burada bir şeyi sorgulamamız gerekiyor. Peki ışık hızı mı daha hızlı sıcaklık mı, yoksa ikisi de aynı hızda mı hareket ediyor?
Işık Hızı Nedir? Işık mı Daha Hızlı Sıcaklık mı?
Işık hızını basitçe tanımlamak gerekirse dünyadaki en hız şey olarak tanımlayabiliriz. Işık ve ses hızlarını okul hayatınızda öğrenmişsinizdir. Hatta bu sesin yankı yapmasının gecikmesi örneği ile anlatılmıştır. Işık ise anında hedefe ulaşır. Yani lambayı yaktığınız an ışığın gidebileceği son nokta aynı anda hemen aydınlanır. Bu aydınlanmayı ışığın bir cisme çarpmasıyla fark ederiz.
Işığın dünyadaki en hızlı şey olduğunu biliyoruz. Ama ışığın içindeki sıcaklık bu kadar hızlı mı? Sıcaklık bu kadar hızlı olamaz. Örneğin eski tür telli ampullere enerji verildiğinde ışık hemen yayılıyor. Ama ampulün verdiği sıcaklık yavaş yavaş yayılıyor. Farklı bir örneği de elektrikli ufo ısıtıcılardan verebiliriz. Ufoyu açtığımız an yayılan ışık hemen fark edilirken sıcaklık yavaş yavaş yayılır. Dolayısıyla ışık sıcaklıktan daha hızlıdır. Şimdi de güneş ışığındaki sıcaklığı sorgulamak lazım.
Güneş Işığındaki Sıcaklık Işık Kadar Hızlı mı?
Güneş ışığı hem ışık hem de sıcaklık yayar. Güneş ışığı dünyaya ışık hızıyla ulaşıyor. Güneşin Dünyaya uzaklığı 149.600.000 km’dir. Güneş ışınları ışık hızıyla bile ilerlese dünyaya 8,3 dakika sonra ulaşıyor. (Kaynak: https://tua.gov.tr/tr/blog/evren/isik-yili-nedir) Bu güneş ışığının Dünyaya varış süresi, güneş ışığındaki sıcaklığın varış süresi ise çok çok daha uzun sürer. Burada aklımıza bir şey daha geliyor. Dünyayı ısıtan sıcaklık güneş ışığıyla mı geliyor yoksa sıcaklık farklı bir dalgayla mı geliyor. Ama hangi şekilde geliyor olursa olsun ışık hızıyla gelmediği kesindir.
Demek oluyor ki güneş ışınları dünyaya geldiği anda hemen sıcaklık getirmiyor. Yani Dünyaya gelen ilk güneş ışığı dünyaya geldiğinde sıcak değildi. Bu örneklemde düşünecek olursak İlk güneş ışığından milyonlarca yıl sonra dünya ısınmaya başladı. Dolayısıyla Dünya güneş ışınlarıyla değil bu ışınların milyonlarca yıl sonra getirebildikleri ısıyla ısınıyor.
Dünya Işıkla mı Yoksa Isıyla mı Isınıyor?
Dünya güneş ışınlarıyla ısınıyor olarak bilinse de aslında bu ışınların getirdikleri ısıyla ısınıyor. Bu ışınların sıcaklıkları ise ışınlardan milyonlarca yıl sonra Dünyaya varabiliyor. Böyle olmak zorunda çünkü ışık sadece ışıktır ve eğer sıcaklık getiriyorsa bunu ışık hızında getiremez. Aksi taktirde bu konudaki bilinen tüm fizik kuralları yıkılacaktır.
O halde Dünyayı ısıtan şeyin ışık değil de bu ışığın getirdiği sıcaklık olarak kabul edelim. Bir örneklemde eksen eğikliğinden dolayı Kuzey yarımküredeki Yengeç Dönencesine 21 Haziran günü güneş ışığının dik geldiğini varsayalım. Bu durumda 21 Haziran günü Kuzey yarımkürede en uzun gündüz yaşanacaktır. Ama 21 Haziran günü en sıcak gün olamayacaktır. Çünkü sıcaklık milyonlarca yıl sonra ulaşacaktır.
Bilindiği üzere 21 haziran günü en sıcak gün değildir. Çünkü sıcaklığın yer kürede birikmesi biraz zaman alacaktır. Tıpkı ocağın altını açınca tencerenin hemen ısınmaması gibi. O halde Dünyanın Yengeç dönencesi 21 Haziran günü değil de neden Temmuz yada Ağustos aylarında daha sıcak oluyor sorusuna cevap verdiğimizi hissediyoruz. Ama gerçek bu olamaz. Çünkü sıcaklığın ışıktan geç gelme süresi sadece 1 yada 2 ay mıdır? Tabi ki hayır, ısının ışıktan geç gelme süresi çok ama çok daha uzun sürmeli. O zaman nasıl oluyor da gecikme sadece 1 yada 2 ay sürüyor. Yoksa gecikme yok da ısı ışıkla aynı geliyor ve yerin ısınması tencere gibi biraz zaman mı alıyor. Eğer böyle değil ise milyonlarca yıl sonra gecikerek gelen ısı tamda 21 Haziran yada Temmuz ve Ağustos aylarına mı denk geliyor. Yani milyonlarca yıl geciken ısı tamda 21 Haziran günü Yengeç Dönencesine geldi öylemi? Eğer cevap bu ise muhteşem bir denge söz konusu değil mi?
Güneşin Isısı Yıllar Sonra Nasıl Aynı Yıl Dönümünde Işığıyla Denkleşiyor?
Güneş ışığı Dünyaya dik geldikten sonra ısısı nasıl oluyor da tam 100 yıl sonra aynı yere ulaşıyor. Yani 100 yıl 4 ay değil de tam 100 yıl. Verdiğim 100 yıl örneği gerçek zamanı değildir. Burada önemli olan kaç yıl olursa olsun gecikme hiç küsuratlı çıkmıyor. Eğer küsuratlı çıksaydı, Türkiye’de yaz mevsimi sürekli değişirdi hep farklı aylara denk gelirdi. Yani belki de aralık ayında yaz yaşardık. Burada sözü edilen iklim değişikli yada küresel ısınmaya bağlı olarak ortaya çıkan mevsimsel şaşmalar değil. Buradaki mesele güneş ışığındaki matematiksel ve fiziksel kurallar. Bu kurallara göre güneş ışığı ile ısı farklı zamanlarda dünyaya ulaşsa bile aralarındaki zaman farkı hiç küsuratlı çıkmıyor. Eğer bu gerçekten böyleyse mükemmel bir dizayn, akıl almaz bir düzen yok mudur?
Gerçekleri ve Varsayımları Özetlemek Gerekirse Aşağıdaki Sorular Aklımıza Takılır
1-Isı hızı ışık hızına eşit mi?
2-Isının varış süresi nasıl oluyor da ışığın varış zamanından sonra küsuratsız bir tarihe denk geliyor?
3-Isı mı ısıtıyor yoksa ışık mı?
O halde lisede öğrendiğimiz temel bilgiler eksik yada yanlış anlatılmış. Belki de temel bilgiler oldukları için eksik anlatılmış. Ancak üniversitelerde de durum aynıysa gerçekten sorgulamıyoruz. Bilim sorguladıkça gelişiyor. Her sorgu yeni bir sorguyu ve yeniliği getiriyor.
Öğrendiğimiz temel bilgilerin hepsi sorguya açık çünkü bunları ilerde düşünerek geliştirebileceğiz. Bu şekilde öğrenir ve sonra geliştiririz. Dünyanın ısınması ve güneş ışınlarının arasındaki bağ ile ışık ve ısının bu konudaki gerçekleri araştırılmaya değer. Burada varabileceğimiz sonuç olmadı. Ama aklımızdaki soruların sorgusunu gerçekleştirdik. Yine de en gerçekçi sonuç Güneş ısısının geç te gelse varması gereken tarihte Dünya’ya varmasıdır.
Ders içerikleri ve stratejilerle ilgili mutlaka uzman inekle.com öğretmenleriyle iletişim kurarak değerlendirme yapmalısınız.