inekle Kütüphane!

Merhaba inekle velisi, öğretmeni ve öğrencileri. Umarım iyisinizdir. Aylık olarak yayınlamaya karar verdiğimiz bir diğer yazı köşesi ise değerli öğretmenlerimizin kitap tavsiyeleri olacak. Bu noktada her ay sistemdeki farklı bir öğretmenimiz okuduğu, sevdiği kitapları bizlere önerecek. Şimdiden listelerinizi hazırlayın, derim. Haydi başlayalım! 🐄

1.Kafka-Dönüşüm

Kitabın ana kahramanı olan Gregor Samsa, hikayede ailesini geçindirmekle yükümlü sıradan bir pazarlamacı olarak anlatılıyor. Ancak roman ve hikaye dünyasının bilindik tasvirlerinden ziyade Gregor, hayatından hiç şikayetçi olmadığı gibi ona tutunan bir tip olarak yansıtılıyor. Ve Gregor bir sabah, alışageldiği hayatın çok dışında bir gerçekliğe uyanıyor. Kendini kocaman bir böceğe dönüşmüş bulan Gregor, bunu fark ettiği ilk an büyük bir dehşete düşüyor.

Gregor, böcek olduğunun farkına varmasının üzerinden çok geçmeden günlük rutinini ve yerine getirmesi gereken sorumlulukları düşünmeye başlıyor. Böylelikle Kafka’nın bu akıl ve ironi dolu hikayesinde itaat duygusunun, göze çarpan ilk unsurlardan biri olduğu görülüyor. Bu noktada yazarın insan yaşamına ve düzene olan ince eleştirisi dikkat çekiyor.  

Dönüşüm’ün verdiği en büyük mesajı ise yabancılaşma duygusu oluşturuyor. Öyle ki hikayede Gregor’un tiksindirici bir edayla anlatımının altında, kitap hakkında varılacak ilk farkındalıklardan biri şu: İnsan bir gün gerekenden daha farklı bir halde bulunduğunda yabancılık, kişiye en yakın olanlardan başlıyor. Hikayede Gregor’un ailesinin çaresizliği ve ona karşı tutumu, Gregor’u olduğu kadar sizi de derinden etkileyecek.

2. Grıgory Petrov-Beyaz Zambaklar Ülkesinde

Eski bir papaz, ayrıca yayıncı ve gazeteci olan Grigoriy Petrov, Finlandiya’ya ve Johan Wilhelm Snelman’a adadığı bu ölümsüz eserini, başka ülkelere ama özellikle Rusya’ya örnek teşkil etsin diye kaleme almıştır. Sonuçta yoksul, kurak ve az nüfuslu Finlandiya “hayat yaratıcıları” olarak adlandırılan yurttaşlarının el ele vermesiyle adeta küllerinden doğmuş; din, dil, ırk, eğitim, aile hayatı ve yönetim gibi konularda son sürat gelişmiş ve bu sayede diğer bütün ülkeleri geride bırakmayı başarmıştır. 

Asıl Petrov’un ölümünden sonra yankı bulan Beyaz Zambaklar Ülkesinde, özellikle Bulgaristan’da ve Türkiye’de sayısız baskı yapmıştır, öyle ki okumaya başladığı andan itibaren kitaba hayran kalan Mustafa Kemal Atatürk bu ölümsüz eserin okulların müfredatına konmasını istemiştir.

İsveç’in hâkimiyetinden çıkarak görece daha ılıman Rus egemenliği altına giren Finlandiya halkının omuz omuza vererek kendi ulusal kimliklerini bulmaya çalışmalarına tanık olacak ve bu halkın, ülkesini daha ileriye taşıyacak nitelikte yeniliklere imza atan şahsiyetleriyle tanışacaksınız.

3. George Orwell-Hayvan Çiftliği

Fazla çalıştırılan ve kötü muamele gören hayvanlar bir gün toplanıp yaşadıkları çiftliği ele geçirirler. Sonunda söz sahibi olmuşlardır, çiftlikte daha adil ve eşit bir toplum oluşturmaya kararlıdırlar. Domuzların öncülüğünde bu yeni düzeni kurmak için çalışmaya başlarlar. Bu düzen ilk başta çiftliğin gelişmesini sağlasa da zamanla hayvanların öngöremediği sorunlar ortaya çıkacak ve eskisinden daha acımasız bir rejim kurulacaktır.

Hayvan Çiftliği George Orwell’in modern klasikler arasına girmiş ikinci ünlü romanı ve çarpıcı bir politik taşlamadır. Şimdiye kadar yazılmış en iyi sistem eleştirilerinden biri olan bu roman, özgürlük amaçlı bir devrimin nasıl tek adamlığa evrilebileceğini gözler önüne serer. George Orwell’in alegorisi, bugün özgürlüğün saldırıya uğradığı her durum ve yerde güncelliğini koruyor.

4.Orhan Pamuk-Masumiyet Müzesi

Nobel Ödüllü yazar Orhan Pamuk’un kitabı Masumuyet Müzesi, 2008 yılında yayımlanmıştır. Orhan Pamuk, kitabı kızı Rüya’ya ithaf etmiştir. Yazar bu kitabı on yıllık çalışma sonucunda oluşturduğu bilinmektedir. Kitap New York Times tarafından “2009 Yılının En İyi Kitapları” listesinde yer almaktadır. Orhan Pamuk, Masumiyet Müzesi’ni yayımladıktan sonra 2012 yılında bu romandan esinlenerek romanla aynı adı taşıyan müzeyi hayata geçirmiştir. Müze, İstanbul’da kurulan ilk şehir müzesidir.

Müzede İstanbul’da yaşanan, 1970’li yıllardan 2000’li yıllara kadar uzanan bir aşk hikayesinin anlatıldığı objelerin yanı sıra 1950’li yıllarından itibaren gündelik hayatımızda kullanılan pek çok sayıda obje yer almaktadır. Masumuyet Müzesi 2014 senesinde  Avrupa Müze Forumu tarafından “Avrupa Yılın Müze Ödülü”ne layık görülmüştür. Kitap, aynı zamanda “Hatıraların Masumuyeti” ismiyle beyazperdeye uyarlanarak Venedik Film Festivali’nde izleyicilerle buluşmuştur. 1975 yılında başlayan hikayede varlıklı bir ailenin oğlu olan Kemal’in uzak akrabası Fisun ile yaşadığı aşk anlatılmaktadır.

5.Michael EndeMomo

Zaman, yaşamın kendisidir. Ve yaşamın yeri yürektir. Momo, büyük bir kentin tiyatro harabelerinde yaşayan küçük bir kızdır. Buldukları ya da kendisine hediye edilenler dışında hiçbir şeyi yoktur. Ancak olağanüstü bir yeteneği vardır: Momo, muhteşem bir dinleyicidir ve bunun için oldukça bol zamanı vardır. Bir gün hayaletimsi topluluk “duman adamlar” ortaya çıkar. İnce hesaplı planlar kurup insanların zamanını çalarlar. Onları durduracak tek kişiyse Momo’dur.

Momo elinde bir çiçek, koltuğunun altında bir kaplumbağa ve gizemli Hora Usta’nın da yardımıyla koskoca duman adamlar ordusunun karşısında tek başına durur. Acaba Momo, zamanı çalan adamları tek başına alt edebilecek midir? Toplumumuz ve günümüz insanının zaman algısı ve zamanı okuması üzerine bir masal olan Momo’yla Michael Ende, Alman Gençlik Edebiyatı Ödülü’ne layık görülmüştür. Pek çok kez sinemaya uyarlanan Momo, kırktan fazla dile çevrilmiş, tüm dünyada 7 milyonun üzerinde satılmıştır. “Michael Ende’nin romanları uzun yıllardır ‘kült kitaplar’ arasında.”

Deniz Bulut

02.08.2021