Filozoflarla Tanışalım: Aziz Thomas Aquınas
Tekrardan hoş geldin sevgili okur! Serimiz hız kesmeden kaldığı yerden devam ediyor. Geçen yazımızda da bahsettiğimiz gibi filozoflar çeşitli konularda argümanlar üreterek neredeyse her şeyi felsefeyle ilişkilendirebiliyor. Bugünkü inceleyeceğimiz filozofumuz da özellikle din ve ahlak felsefesi konusunda ileri gelen isimlerden biri. Kendisi aynı zamanda bir rahip! Din felsefesi üzerinde duran filozofların neredeyse tamamının tanrıtanımaz oluşu Aziz Thomas Aquinas’ı oldukça özel kılıyor. Hadi şimdi bu özel kişiyi ve onun düşüncelerini daha yakından tanıyalım.
Aziz Thomas Aquınas
Aquinolu Thomas yaklaşık 1225’te İtalya’da dünyaya geldi. Henüz beş yaşındayken eğitim almak üzere bir manastıra gönderildi. Buradan çıkınca Napoli’ye gitti ve orada sonraki beş yılını Aristo’nun eserlerini okuyarak geçirdi. 1239 yılında Napoli Üniversitesi’nde eğitime başladı. 1244’te ise keşiş oldu. Bu ailesini oldukça huzursuz etti ve onu kaçırıp bir yıl kilitli tutarak girdiği yoldan dönmesini sağlamaya çalıştılar. Ancak bu bir işe yaramadı ve bir yılın sonunda Aquinolu Thomas tarikata geri döndü. En sonundaysa eğitim vermek üzere Paris’e gitti. O her zaman tüm bilginin Tanrı’dan geldiğine ve bu bilginin uyum içinde işlenebileceğine inandı.
Tanrı’nın Varlığını Kanıtlamak
Aziz Thomas yaşamı boyunca pek çok farklı konuda felsefi metin kaleme almış olsa da onun en önemli çalışması din felsefesi üzerineydi. 1265’te yazmaya başladığı Summa Theologiae adlı “Tanrıbilim Üzerine” şeklinde çevirebileceğimiz eserini 1274’teki ölümüne kadar yazmaya devam etti. Ana olarak üç bölüme ayırdığımız bu eserin her bir bölümü de kendi içinde beş bölüme ayrılır. Aziz Thomas, felsefenin Tanrı’nın varlığını sorgulamakla birlikte ona ulaşmada da etkin bir yeri olduğunu söyler. Bu savının üstüne şu üç soruyu sorar:
- “Tanrı vardır” önermesi kendiliğinden yeterince açık mıdır?
- Bu, gösterilebilir mi?
- Tanrı var mıdır?
Daha sonra bu soruları yanıtlamak için beş kanıt gösterir. İşte bu kanıtlara da biz “Beş Yol” deriz.
Kanıt 1: Hareket Etmeyen Hareket Ettirici Savı
Doğadaki her şey birbirini hareket ettirir. Hiçbir nesne kendiliğinden hareket etmez. Fakat bu hareket ettiricileri geriye doğru takip etmeye çalışsak da bir ilk noktaya ulaşamayız. Bu durumda hareket etmeyen bir hareket ettirici olması gerekir. Aziz Thomas bunun Tanrı olduğuna inanır.
Kanıt 2: İlk Neden Savı
Bir önceki sava benzer şekilde; her şeyin bir nedeni vardır. İlk nedeni bulmak için geriye gittiğimizdeyse bir fark ederiz ki başka bir şeyden türememiş bir ilk nedene ihtiyaç vardır. Bu başka bir nedene ihtiyaç duymayan ilk neden de Tanrı’dır
Kanıt 3: Olumsallık Savı
Doğada her şey bir varlık kazanıp sonra gider. Yani her şey başka bir şeyden türer. Fakat geriye gidip baktığımızda varoluşu başka şeylerin varoluşuna bağlı olmayan bir şey gerekir. İşte bu kendiliğinden varlık sahibi olan şey Tanrı’dan başka bir şey değildir.
Kanıt 4: Derecelendirme Savı
Varlıklarda her şeyin bir derecesi vardır. Bu durumda varlıklardaki mükemmelliğin bir nedeni olması gerekir. Bu mükemmelliğin azami derecesi Tanrı olmak durumundadır.
Kanıt 5: Teolojik Sav
Doğada her şey farkında olup olmaması önemli olmadan bir amaca hizmet eder. Dolayısıyla, onları bu amaçlarına yönlendirecek bilgiye sahip bir varlık olmak zorundadır. Aziz Thomas bu varlığın Tanrı olduğuna inanmıştır.
Etilk ve Ana Erdemler
Aquinas, Aristo’ya benzer şekilde erdemler üzerine çalışmalar yürüttü. Bir etik sistemini kurarak bu çalışmalarını ilerletti. Ona göre, bazı ana erdemler diğer erdemlere kaynaklık eder. Bu ana erdemler ise: adalet, basiret, ölçülülük ve cesaretti. Aziz Thomas’a göre en yüce erek ebedi kutsanmışlıktır ve bu sadece öte dünyadan Tanrı’yla birleşilerek başarılır. Aquinas’a göre gerçek ebedi mutluluk sadece Tanrı’yla birleşerek gerçekleşir bu yüzden bu dünyada sadece eksik bir mutluluk yaşayabiliriz. Tanrı’yı bilsek bile onunla ilgili her şeyi bu dünyada öğrenemeyiz bu da bize onunla birleşmenin ebedi mutluluğa ulaşmanın tek seçenek olduğunu gösterir.
Aziz Thomas, düşünceleriyle batı felsefesini derinden etkiledi. Onun sayesinde eski Yunan filozofları hakkındaki düşünceler değişti ve resmi kilisenin doktrininde de değişiklikler yapıldı. Sevgili okur, farklı düşüncedeki insanların felsefeye nasıl katkı sağladığını gördük bu yazımızda. Sonraki yazımızda İsviçre’ye giderek siyaset felsefesinin belki de en büyük isimlerinden birine konuk olacağız. O zamana kadar kendine iyi bak!
Emine Ekin Kanat
03.03.2023