Atatürk ve Edebiyat Arasındaki Sır Dolu İlişki

Edebiyat Nedir: Olay, düşünce, duygu ve hayallerin dil aracılığıyla sözlü veya yazılı olarak biçimlendirilmesi sanatı, yazın (TDK)

Gençler Neden Edebiyata İhtiyaç Duyarlar

Atatürk ve Edebiyat Arasındaki Sır Dolu İlişki

Yukarıdaki tanımdan yola çıkarak gençlerin de hem bireysel hem de kuşak olarak kendisini ifade etme ihtiyacında edebiyatın önemi ortaya çıkmaktadır. Gençlerin değişen dünya düzeninde kendi ihtiyacı doğrultusunda toplum yaşamını şekillendirmesi gerekmektedir. Bu şekillendirmenin de en etkili yolu şüphesiz edebiyat olacaktır. Hem bir önceki kuşaktan kendilerini ayıran özelliklerini göstermek hem de içinde oldukları dönemdeki tüm yaşantısını gelecek kuşaklara aktarmasının yolu edebiyattan geçmektedir. Yani özetle gençler edebiyata kendilerini ifade etmek için ihtiyaç duyarlar.

Edebiyat Neden Gençlere İhtiyaç Duyar

Edebiyatın hiç şüphesiz ki dinamik bir yapısı vardır. Bu dinamik yapı onu sürekli değişken olmaya itmek zorundadır. Edebiyatın en önemli görevinin toplum ve birey yaşamını aktarmak olduğu düşünülürse bunu da ancak o kuşağı iyi tanıyarak yapabilir. Bunun için de edebiyat geçmiş kalıpları bir yana bırakarak kendisini revize etmek zorundadır. Bu revize de kalıplaşmış metotlar yerine dinamik bir gençlik ile olur.

Son iki maddenin özetiyle; gençler kendilerini edebiyata dahil etmek zorundadırlar. Bunu da başarmak için tüm edebiyat süreçlerine kendilerini dahil etmek, yazın çalışmaları denemek, geçmiş kuşaklardan bayrağı doğru devralmak için mücadele etmek zorundalar.

Mustafa Kemal’in Edebiyata Bakışı

Atatürk; Edebiyat başta olmak üzere, bütün güzel sanatları milli kültürün özü, ayrılmaz bir parçası olarak kabul etmiştir. Atatürk okul döneminden itibaren edebiyatın şiir ve hitabet yönü ile ilgilenmiştir. Bu dönemde en çok etkilendiği isimlerin başında vatan ve millet vurgusunu ön planda tutan Namık Kemal gelmektedir. Tevfik Fikret’in ise eserlerinde ilim, fikir ve vicdan hürriyeti kavramlarını kullanmasından etkilenmiştir.

Ayrıca hitabet becerisini de sanatın ve edebiyatın en önemli parçalarından birisi olarak görmekte, askerlik ve devlet adamlığının ayrılmaz bir parçası olarak kabul etmektedir. Zaman zaman şiirle ilgilense de yukarıdaki nedenlerden dolayı hitabet Mustafa Kemal için her zaman daha ön planda olmuştur. Ayrıca yine Afet İnan’ın ifadesi ile Atatürk edebiyatı şu şekilde tanımlamaktadır: Söz ve manayı, yani insan dimağında yer eden her türlü bilgileri ve insan karakterinin en büyük duygularını, bunları dinleyenleri veya okuyanları çok alakalı kılacak surette söylemek ve yazmak sanatı. Bunun içindir ki edebiyat ister nesir halinde ister nazım şeklinde olsun, tıpkı resim gibi, heykeltraşlık gibi bilhassa musiki gibi güzel sanatlardan sayıla gelmektedir.

Öğrencilik Dönemi Edebiyat Çalışmaları ve Etkilendiği Edebiyatçılar

Mustafa Kemal henüz Manastır idadisinde öğrenci iken şiir ve edebiyata çok düşkün olan arkadaşı Ömer Naci aracılığı ile ilgi duyar. Ömer Naci’nin aksine daha çok fen ve matematik konularına ilgisi yüksek olan Mustafa Kemal’den Ömer Naci bir gün kitap ister. O da fen ve matematik kitapları verince “Bunlar ders kitapları, ben sana vereyim” der ve tiyatro – şiir kitapları verir.

Bu sayede Namık Kemal ile ilk tanışması gerçekleşir Mustafa Kemal’in. Namık Kemal’in vatan şiirleri kendisini o kadar etkiler ki: yıllar sonra bu şairin dizelerini meclis kürsülerinde kullanmaktan çekinmez. Yeni kurulan Türk devletinin meclisinde Bursa’nın işgal haberi geldiğinde meclis kürsüsüne matemi sembolize etmek için kara bir örtü serilir ve kurtuluşa kadar kaldırılmamasına karar verilir. Bu işgal nedeni ile kürsüye çıkan bir mebus diğer tüm mebuslara Namık Kemal’in şu dizeleri ile seslenir:

Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini

Yoğ imiş kurtaracak bahtı kara maderini

Bu dizelere karşı ise Mustafa Kemal Namık Kemal’in tarzına sadık kalarak şu cevabı vermiştir:

İşte bu kürsüden, bu büyük meclisin başkanı sıfatı işle yüce heyetinizin her bir üyesi ve milletim adına diyorum ki:

Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini

Bulunur elbet kurtaracak bahtı kara maderini

Yine Harbiye’de okuduğu dönemde okumanın yasak olduğu ve yatakhanede gizli gizli kitaplar okudukları arkadaşı Ali Fuat Cebesoy’a şu dönerek şu dizeler için bunları ezberleyelim Fuat demiştir:

Felek her türlü esbab-ı toplasın gelsin

Dönersem kahbeyim millet yolunda bir azimetten

Gerçekten de Mustafa Kemal hayatı boyunca Namık Kemal’in etkisinde kaldığını göstermiş ve vatan uğruna çalışmaktan asla vazgeçmemiştir.

Mustafa Kemal bir sözü ile Namık Kemal’in yanı sıra Ziya Gökalp’in de kendi üstündeki etkisini ifade etmiştir Atatürk şu sözleri ile bu etkiyi vurgulamıştır. “Bedenimin babası Ali Rıza Efendi, hislerimin babası Namık Kemal, fikirlerimin babası ise Ziya Gökalp’tir.”

Yine Mustafa Kemal’in etkilendiği bir diğer isim olan Tevfik Fikret’tir. Fikret’in özellikle vicdan hürriyeti özeliği Mustafa Kemal’i derinden etkilemiştir.

İbrahim Necmi Dilmen Atatürk’ün Tevfik Fikret’ten ne derecede etkilendiğini anlatan anısı ise şöyledir:

Rahmetli Atatürk bir gün Çankaya köşkünde otururken aruz vezniyle ve Tevfik Fikret’in manzumelerine (şiir) pek benzer bir manzume okuyup orada bulunanlara sorar: “Tevfik Fikret’in böyle bir manzumesini hatırlıyor musunuz?” Hayır cevabı alınca; “Evet, onun değil, benimdir. Fakat Karlsbad’da bir hanıma okumuştum ve Fikret’in olduğunu söylemiştim. O da yakıştırdı.

Leave a Comment