DNA’nın Keşfi


Merhaba sevgili inekle Blog Okurları, bu yazı ile sizlere DNA’nın keşif sürecine katkı sağlayan bilim insanlarından ve DNA’nın keşfindeki gelişmelerden bahsedeceğim.DNA, canlıların yaşamsal faaliyetlerini sürdürmelerini sağlayan ve canlıların biyolojik olarak gelişmesi için gerekli olan genetik bilgileri taşıyan bir nükleik asittir. Bu genetik bilgiyi taşıyan yapı aslında gen dediğimiz parçalardan oluşur. 1868 yılında Freedrich Miescher ‘’nüklein’’ adını verdiği DNA’ nın içinde bulunan proteinden farklı olan günümüzde ‘’’ olarak adlandırılan yapıları keşfetmiştir. 1919 yılında Phoebus Levene, nükleik asitin yapısını oluşturan Adenin Timin Stozin Guanin adı verilen organik bazları, şekeri ve fosfatı keşfetmiştir. Sonrasında ise Erwin Chargaff ‘ın çalışmalarıyla DNA’da bulunan Adenin bazının Timin bazına, Stozin bazının Guanin bazına eşit olduğu belirlenmiştir.


1937’de William Astbury ışınları kullanarak DNA’nın yapısını açıklamaya yönelik çalışmalar yapmış ve DNA’nın düzenli bir yapıya sahip olduğunun görüntülerini elde etmiştir. 1944 yılında Colin MacLeod, Oswald Avery ve Maclyn McCarty isimli 3 bilim insanının yaptığı Griffith Deneyi sonucunda DNA’nın kalıtım materyali olduğu öne sürülmüşür.


1952 yılında yapılan Hershey-Chase deneyleri, Griffith Deneyini virüs ve bakteriler üzerinde uygulayarak, DNA’nın kalıtım materyali olduğunu resmen kanıtlamıştır. 1953 yılında James D. Watson ve Francis Crick’ in yaptığı çalışmalar sonucunda DNA’nın birbirine sarmal şeklinde bağlanan iki zincirden oluştuğunu kanıtlamış ve bu gelişme Rosalind Franklin’in DNA molekülünü fotoğraflamasını destekler nitelikte bir çalışma olmuştur.

Nilay Şen

20.04.2023

Leave a Comment