inekle Kütüphane-Eylül Ayı

Merhaba sevgili inekle Blog Okurları, ben inekle sözel öğretmenlerinden Ayşe Elif. Bahar mevsiminin gelişiyle birlikte yağmurlu havalarda en sevdiğim aktivite sessiz bir köşe bulup kitap okumaktır. Bazen sadece kütüphaneye gidip farkında olmadan yere oturarak 3 saatte bir kitap bitirten bir mevsim benim için bahar. Kendimize vakit ayırmanın ve kurgu dünyasında hoş bir gezintiye çıkmanın en iyi yolunun kitap okumak olduğunu düşünüyorum. Bu yazımda, okurken beni gerçek dünyadan alıp kurgusuna çeken 5 kitabı sizlerle paylaşacağım.

1. Serenad-Zülfü Livaneli

Zülfü Livaneli okumak hem öğreten hem düşündüren hem de duygulandıran bir süreç. Serenad kitabında tutkulu bir aşkın yanı sıra Yahudi Soykırımı meselesi ve benim de ilk kez bu eser sayesinde öğrendiğim ‘Mavi Alay’ gibi siyasi konular işleniyor. Amerikalı Alman Maximilian Wagner’in Türkiyeye gelip İstanbul Üniversitesi Halkla İlişkiler Bölümünde çalışan Maya ile yollarının kesişmesiyle aralanan sır perdesi okuyucuyu Pera Palas, ve Şile gibi birçok farklı lokasyona kadar sürüklüyor. Bu tarihi aşk romanı yeri geldiğinde size şüpheye düşürecek, yeri geldiğinde ağlatacak türden bir eser. Hangi duyguyu ne zaman yaşayacağınız belli olmasa da gerçeğin açığa çıkmasını heyecanla bekleyip bir solukta okuyacağınıza emin olabilirsiniz.

2. Bitmeyen Kavga-John Steinbeck

Eserlerinde işçi sınıfının ve aslında insanın günlük mücadelesini işleyen, hatta eserlerinin çoğu ödüle layık görülmüş John Steinbeck bu romanında da işçi sınıfını ele alıyor. Kahramanlarımız Mac ve Jim’in tanışıp işçi sınıfının sesini duyurmak için birleşmesiyle başlayan hikayede Mac’in bu konudaki tecrübesi ve Jim’in harekete geçip bir şeyler yapmak istemesi okuyucuya heyecan veriyor. Elma bahçesinde işçilere yapılan haksızlığın pamuk tarlasında da süreceği fikrini emekçilerin ruhuna işleyen ikili, bir işçi hareketinin ve başkaldırının fitilini ateşliyor. Bu kitabı okumak benim için emek sömürüsüne karşı çıkılmazsa her zaman dişlide eriyip gidecek tarafın insan olduğunu hatırlattı çünkü sınıf ayrımı zaman içinde büyüyen ve sınırları keskinleşen bir sorun halini aldı. Haklarımızı bilip bu hakların ihlaliyle mücadele edebilmenin aslında insanın Bitmeyen Kavga’sı olduğunu fark edeceğiniz keyifli bir eser.

3. Uyku-Haruki Murakami

Kütüphaneye her gittiğimde, kendimi mutlaka eserlerinin bulunduğu rafın önünde bulduğum bir yazar olan Haruki Murakami’nin kısa bir öyküsü. Hikayede ana karakterimiz olan kadın uzunca bir süre uyku problemi çekiyor. Uyumak için türlü yollara başvursa da istediğini elde etmek o kadar da kolay olmuyor. Bu kısa öyküyü okurken sanki kadının huzursuzluğu içinizi kaplıyor. Zaten kısacık bir öyküyle bile okuyucuyu hikayenin içine çekmeyi başarabilen bir yazar Haruki Murakami. Okurken sürekli “acaba benim başıma gelseydi ne yapardım?” diye düşüneceğiniz bu hikayede karakterimizin başına gelenlerin bir rüya mı yoksa gerçeğin ta kendisi mi olduğunu sorgulamak da yine size kalmış.

4. Kırmızı Saçlı Kadın-Orhan Pamuk

İlk aşkın her insanda farklı bir tesir bıraktığı söylenir. İşte bu romanda ilk aşkın insanın hayatında yıllar geçse de neleri etkileyebileceğini görüyoruz. Hikaye, babası tarafından terk edilen Cem’in kuyucu çırağı olarak Mahmut Ustanın yanında, Güngören’de, işe girmesiyle başlıyor. Orada tesadüfen karşılaştığı kırmızı saçlı kadın, Cem’in hayatını derinden sarsıyor. Aslında ilk başta her şey çok rastlantısal gelse de hikayede baba-oğul ilişkisini alışılmışın dışında bir anlatımla okumak hoşuma gitti. Geçmişle bu günün iç içe geçtiği, öğreten ve duygulandıran bu hikayeyi bir çırpıda okuyup bitirmek isteyeceksiniz.

5. Yeşilin Kızı Anne-L. M. Montgomery

Bence büyük küçük her yaştan insanın mutlaka okuması gereken 8 kitaplık bir seri “Yeşilin Kızı Anne”. Özellikle küçük yaş gruplarıyla çalışan bir eğitimci olarak en değer verdiğim konu ‘hayal gücü’. Bu seride karakterimiz Anne, kimsesiz bir çocuk ve merhametli bir ailenin yanında ev işlerine yardım etmesi için kalıyor. Aslında aile küçük kızdan fazla bir şey beklemeyip kendi evlatları gibi benimsiyorlar. Serideki her bir kitapta Anne, yavaş yavaş büyüyor ve bir genç kız oluyor fakat o büyürken muhteşem hayal gücü asla küçülmüyor. Aksine farklı ve iyimser bakış açısı da o denli büyüyor ve çevresindeki insanları kendisine hayran bırakıyor. Tam bir peri masalı diyeceğiniz cinsten, okudukça sanki Anne ile birlikte her şeyi yaşadığınızı hissettirecek bu inanılmaz bir hayal gücü evrenine mutlaka dahil olmanızı tavsiye ederim.

Keyifli okumalar!

Ayşe Elif Baştürk

24.09.2023

Leave a Comment