inekle Müzik Kutusu-Mayıs Ayı

Merhaba sevgili inekle öğrenci ve velileri!


Yeni serimiz olan inekle Müzik Kutusu’na bu ay geçmişten günümüze bir şekilde yolumun kesiştiği ve bana dokunan parçalardan 5 tanesini seçtim. 🙂 Bu seçkide yer alan sanatçı ve grupların dikkatimi çeken özelliklerine ve bahsi geçen parçalarında yer alan en sevdiğim sözü bulabilirsiniz. Hazırsanız geçelim. 🙂

1. Şebnem Paker- Dinle

“Sana sormaya varmıyor dilim, dinle…”

Mayıs ayı denilince aklıma ilk gelen şeylerden biri, yıllardır Eurovision Şarkı Yarışmasıdır. En son 2012 yılında Can Bonomo ile katıldığımız yarışmadaki geçmişimize baktığımda ise; kuşkusuz enerjisi, gençliği ve sesiyle akıllarda tebessümle kalan bir şarkıcımız bana gülümsedi: Şebnem Paker! 1997 yılında Türkiye’yi ikinci kez temsil etmiş olan Paker, Grup Etnik eşliğinde yarıştığı parçayla ülkemize üçüncülüğü kazandırmıştı. 

2. Gjallarhorn- I Riden Så

Finlandiya ve İsveç halk müziğini Folk/World tarzlarda icra eden Fin bir müzik grubu olan Gjallarhorn’u tanıdığım ilk şarkı olması özelliğini taşıyor bu parça benim için. Genel olarak şarkılarında; Orta Çağ baladı, runometrik ilahiler ve eski İzlanda destanlarını modern bir şekilde aktardıkları görülmekte olan grup 1994’ten bu yana aktiftir. 

3. NoLand- Düşünme Kaybolursun

Kendine döndün, yerinde yoktu!”

No Land, 2013’ten beri aktif olarak post-rock, slowcore, alternatif tarzlarda sahne alan bir müzik topluluğudur. Azeri, İranlı, Kürt ve Türk müzisyenlerden oluşan bu topluluk, farklı coğrafyalardan gelmelerine atıfta bulunarak No Land (ülkesiz/ yersiz) ismini seçmişlerdir. 

4. Noir Désir- Le Vent Nous Portera 

“Le vent nous portera! (Rüzgâr bizi taşıyacak!)”

Noir Désir, 1983 yılından 2010 yılına dek aktif olarak post-punk, grunge, ve alternatif rock tarzlarında sanatlarını icra etmiş olan bir Fransız rock müzik grubudur. Ayrıca bu şarkılarına ünlü Fransız Sanatçı Manu Chao da gitarıyla eşlik etmektedir. Nefis bir dinleti sunar, ta 2001 yılında Des Visages des Figures albümünde yer alan bu şarkı. Rüzgâra kendinizi bırakıp, düşlediğiniz anlarınıza ortak olmakta ön sıraları çeker!

5. Metallica- One

“Cant ell if this is true or dream (Söyleyemem bu rüya mı gerçek mi)

Deep down inside i feel to scream (Çığlık atmak istiyor içimin derinlikleri)”

Metallica ile çoğu kişinin tanışması “Nothing Else Matters” ile olmuştur herhalde. O müthiş klasiği bir kenara bırakacak olursam, “One” Metallica’nın imzasını hissettirebildiği parçalarından biridir. Nev-i şahsına münhasır olan o tavrı sayesinde bu şarkının kimin olduğunu bilmeden duysanız dahi Metallica’nın olduğunu düşüneceksinizdir. 

One’ın bazı şarkıların olduğu gibi anlamlı bir hikayesi de var hem! 

“Johhny Silahını Kaptı (1971)” isimli bir filmin (aynı zamanda aynı isimli bir kitap da vardır) üzerine yazılmış bir parçadır “One”. Birinci Dünya Savaşı sırasında askerlerden biri olan genç Johnny bir gece cephede kaybolur ve o geceyi bir bombanın açmış olduğu çukura girerek geçirmeye karar verir. O çukura sığınmasının altındaysa askerler arasında yaygın olan “aynı yere iki kere bomba düşmez” inanışı sağlamıştır. Ama, beklenilen olmaz. Johnny’nin sığındığı deliğe ikinci kez bomba düşer ve Johnny bundan çok derin etkilenir… Hastaneye kaldırılan Johnny, başta ne olduğunu anlayamaz ve uyuduğunu sanar. Daha sonra doktorlar dikişlerini almaya başladığında kollarını, bacaklarını, gözlerini, kulaklarını, dilini kaybettiğini anlar. Artık yaşamına devam eden yalnız bir beyinden “ONE”dan başka bir şey değildir. İnsanların ayaklarının yarattığı darbelerle odadaki kişilerin varlığını algılar. Tenine vuran güneşin ısısıyla geçen günleri sayar. Telepatik rüya yoluyla da babasıyla iletişim kurar (kurduğunu sanar belki de). Bu rüyalardan birinde çocukken babasından öğrendiği Mors Alfabesini hatırlar ve kafasını yastığa vurarak konuşmaya çalışır. Onu anlarlar. Johnny’nin tek isteği ötanazidir. 

Sena Sarıtaş

20.05.2022

Leave a Comment