Kendi Kendini Gerçekleştiren Kehanet Etkisi

Merhaba sevgili inekle ailesi! Bugün sizlere hepimizin sahip olduğu ancak birçoğumuzun bilmediği sihirli bir güçten bahsedeceğim. Kendi kendini gerçekleştiren kehanetten!

Hepimizin hayatlarımızla ilgili bazı tahminleri vardır. Peki, bu tahminlerimiz gerçekleşiyor mu? Örneğin, bir sınavdan başarısız olacağınıza inandığınızda gerçekten de başarısız oluyor musunuz? Ya da güne başlarken bugün kesin kötü bir şeyler olacak dediğinizde o gün kötü bir şeyler oluyor mu? 

Benim cevabım her iki soru içinde kesinlikle evet. Çünkü ne zaman başarısız olacağımı düşünsem başarısız oluyorum. Ya da güne kötü bir ruh hali ile başladığımda gün içinde mutlaka beni üzecek bir olay yaşıyorum. Ne? Yoksa ben bir kâhin miyim?

Evet, kahinim. 😊 Çünkü beklentilerimle davranışlarımı şekillendirerek olacağını düşündüğüm şeye o kadar inanıyorum ki sonunda beklediğim şeyler gerçekleşmeye başlıyor. 

İşte, tam olarak kendini gerçekleştiren kehanet dediğimiz şey bu. İlk başta bir olay olmadan önce bununla ilgili bir fikre inanıyoruz. Bu inanç da eylemlerimizi etkiliyor ve daha sonra bu inançları yansıtacak şekilde davranarak kehanetin geçekleşmesine neden oluyoruz.  

Bu kehanetin iki farklı türü var. Gelin örnekler eşliğinde bu iki türü inceleyelim.

Birincisi kendi kendimize empoze ettiğimiz düşünceler. Yani burada başrol kendimiziz. Beklentilerimiz, davranışlarımızın nedeni oluyor. Bu türe verebileceğimiz en güzel örnek Placebo Etkisi. Bu etkiyi kaynaklar, kişinin hastalığı için kanıtlanmış tedavi edici bir etkisi olmamasına rağmen bir ilacı aldığında kendisini iyileştirebileceği algısının oluşması şeklinde tanımlıyorlar. Yani hastalar ilacı aldıklarında iyileşeceklerine inandıkları için iyi hissetmeye başlıyorlar. Düşünsenize, kendi kendimizi iyileştirebiliyoruz! Sadece inanarak…

Bu kehanetin diğer bir türü ise başkaları tarafından dayatılan düşüncelerdir. Kısaca, çevremizdeki insanların beklentilerinin eylemlerimizi etkilemesi diyebiliriz. Bunun ilgili Joseph Murphy’nin ‘’Bilinçaltının Gücü’’ adlı kitabında okuduğum bir hikâyeden bahsetmek istiyorum. Bir adam geleceği öğrenmek amacıyla bir falcıya gidiyor ve falcı adama öleceği tarihi söylüyor. Adam bunu o kadar ciddiye alıyor ki ailesine bunu anlatıp vasiyetini hazırlamaya başlıyor. Bu fikre çok inandığı için beyni falcının söylediği tarihte çalışmayı durdurarak ölümüne neden oluyor. Yani adam kendi kendini öldürüyor. Sadece inanarak..

Günlük hayatımızda çok duyduğumuz “Bir şeyi kırk kere dersen olur!”, “Sakınan göze çöp batarmış.” gibi deyimlerin aslında bize anlatmak istediği çok şey varmış, değil mi? 😊

Bugünden itibaren yaşamak istemediğimiz durumları düşünmeyi bırakıp hayatımızı olumlu yönde etkileyecek düşüncelere yelken açalım. Çünkü inandığımız şeyler bizlere motivasyon verir. Çünkü çevremizdeki her şey bizim yüklediğimiz anlamlarla hayatımızdaki yerini alır. Çünkü bir insanın hayatını düşünceleri oluşturur. 

“Bir şeyin imkânsız olduğuna inanırsanız, aklınız bunun neden imkânsız olduğunu size ispatlamak üzere çalışmaya başlar. Ama bir şeyi yapabileceğinize inandığınızda, gerçekten inandığınızda, aklınız yapmak üzere çözümler bulma konusunda size yardım etmek için çalışmaya başlar.”

David J. Schwartz’in bu sözleri ile kendi kendini gerçekleştiren kehaneti özetlemiş olalım. 

Umarım bugünden itibaren sahip olduğumuz bu sihirli gücün farkına varırız. Çünkü sadece inanarak bile hayatımızda büyük değişiklikler yaratabiliriz. 😊

Beyza Özcan

10.04.2022