Türk Alman Üniversitesi: Yeni Bir Üniversite

Üstelik üniversitenin amacı, her bölümün öğrencilerinin eğitim süreci boyunca en az 2 kez Almanya’ya gitmesi. Her bölümün gitmesi için farklı bir amaç var. -Elif Sinem A., Türk-Alman Üniversitesi, Bilgisayar Mühendisliği

Merhabalar arkadaşlar, ben Türk Alman Üniversitesi’nde Bilgisayar Mühendisliği okuyan bir öğrenciyim. Sizlere yardımcı olabilmek adına üniversitemi elimden geldiğince tanıtmak istiyorum. Öncelikle üniversitemiz öğrencilerinin maruz kaldığı soruları belirterek bunların yanıtlarıyla ilerlemek istiyorum. ‘Özel üniversite mi yoksa devlet üniversitesi mi? İstanbul’da mı? Eğer İstanbul’da ise nerede? Ne zaman açıldı?’

Bu soruları yanıtlarken zevk almanızın yanı sıra bir de bunu da sormayın deyip gülümseyerek yanıtlayacağınız sorular var: ‘Alman lisesi mi orası? Alman dili ve edebiyatı mı okuyorsun yani? Kaç yıllık?’ Tabii her sorunun sorulması için gerekli nedenler var. Bana göre bunlardan en önemli olanı yeni bir üniversite olması. Eğitime 2010 yılında başlamasından dolayı henüz 8 yıllık bir eğitim geçmişine sahip üniversite. Bunlara ek olarak üniversitemiz konum olarak merkeze uzak bir yerde. Şöyle açıklayabilirim ki eğer üniversitede işiniz yoksa muhtemelen hiçbir zaman önünden geçmeyeceksiniz. Üstelik devlet üniversitesi, bu nedenle ne televizyonda ne de internette bir reklamı bulunmamakta. Tabii durum böyle olunca insanlar da bilmemekte haklı.

Türk Alman Üniversitesi, Almanya ile Türkiye’nin ortaklığıyla kurulmuş,  iki ülke arasında imzalanan anlaşmaya dayalı bir devlet üniversitesidir. Eğitim dili %100 Almanca’dır. Birinci yabancı dili Almanca olan liselerden mezun olan öğrencilere ait ayrı bir kontenjan bulunmaktadır. Hazırlık eğitimi 1 sene sürmektedir. Şu bir gerçek ki, üniversite hazırlık süreci zorlu geçen bir süreç. Öğretmenlerimiz bizi sürekli “Sınavdan sonra rahatsınız, hazırlık okuyacaksınız.” şeklinde motive etmeye çalışırdı. Benden size tavsiye, eğer sizin de öğretmenleriniz böyle diyorsa inanmayın. Çünkü TAÜ’de hazırlık eğitimi en az üniversite sınavı kadar zorlu ve gergin geçen bir zaman dilimi. Haftada 30 saat dersiniz olacak, lisenin devamı gibi düşünün. Tabii ki bu kadar saat ders ve bu kadar emek iyi bir dil eğitimi alabilmeniz için. Her TAÜ’lünün yaşamış olduğu DSH korkusuna değinelim. DSH, hazırlığı geçerken girmiş olduğumuz sınavın adı. Öncelikle diğer üniversitelerden farklı olarak hazırlık sınavımız sadece üniversiteye bağlı olan bir sınav değil. Bu sınav, geçerliliği ömür boyu olan bir sertifika sunuyor bizlere. Aynı zamanda bu sertifika Almanya’da üniversite okumanın kapılarını açıyor. DSH 1, 2 ve 3 olarak 3 seviyeye sertifika veren bir sınav ve TAÜ’de hazırlık eğitimini başarıyla tamamlamak için DSH-2 (B2 seviyesi) almanız gerekmektedir (DSH-2, 100 puan üzerinden 67 almanız demektir.). Bazı arkadaşlarımız DSH-2 belgesini kazandıktan sonra Almanya’daki üniversitelere başvurdular ve kabul aldılar (%100 Almanca eğitimin yanı sıra İngilizce derslerimiz de mevcut. Okulun resmi sitesinden bölümlerin ders programlarını inceleyebilirsiniz.).

Ulaşıma gelirsek… Türk Alman Üniversitesi, İstanbul’un Beykoz ilçesinde bulunmaktadır. Konum olarak çevresinde dağların, ormanların bulunduğu ve gözlerinizin yeşile doyacağı bir konumda. Üniversite kampüs şeklinde planlanmış ancak henüz inşaat tamamlanmış değil. Plana göre kampüs tamamlandığında içinde teknokent, yurt, spor tesisi vs. bulunacak.  Kadıköy’den hareket eden 15F ve Anadolu Hisarı’ndan harekete başlayan 136B otobüsleri ile üniversiteye ulaşmak mümkün. Ancak Kavacık-TAÜ arası Riva yolu üzerinden 15 dakika sürmesine rağmen otobüs güzergahlarıyla bu yol 1 saate yakın olmaktadır. Bu durum üniversite öğrencilerini otostopa yönlendirmektedir. Evet, şaşırmayın. Her TAÜ’lü okul çıkışlarında otostop çekmeyi alışkanlık haline getirmiştir. Tabii bu durum zaman olarak hayatımızı kolaylaştırsa da güvenliğimiz açısından kendimizi tehlikeye attığımız gerçeğini değiştiremez. 2017-2018 yılının bahar döneminde okulumuz servis firmasıyla anlaşmıştır ve otostop sayısında azalmaya sebep olmuştur. Bu servisler okuldan Kavacık’a 2 TL’ye hizmet sunmaktadır. Kavacık’a ulaştıktan sonra aslında birçok yere ulaşımınız çok kolay. Çünkü Avrupa Yakası’na geçmek 121A, 121B otobüsleri ile sadece 10 dakika. Ve artık Levent metrodasınız. İstediğiniz yere kolayca ulaşabilirsiniz.

Değinmek istediğim bir diğer konu ise konaklama. Az önce bahsettiğim gibi planda olan ama henüz inşaatı tamamlanmamış üniversiteye ait yurt projesi var. Bunun dışında okula yakın olan (15-30 dakika arası) özel yurtlar ve apartlar var. Fiyatları için uygun olduklarını söyleyemem. Beykoz genel olarak eski evlere ev sahipliği yapan bir ilçemiz olduğundan dolayı yeni yapılara rastlamak pek mümkün değil. Dolayısıyla daire sayısı az ve bu bölgede artan öğrenci nüfusuyla doğru orantılı bir şekilde ev kiralarında da artış gözlenmekte. Bunlara rağmen yine de bana göre eve çıkmak daha mantıklı bir seçenek. Çünkü özel yurtlarda 3-4 kişi paylaştığınız odaya ödediğiniz fiyat ile 3+1 eve kendinize ait bir odanız olacak şekilde rahatlıkla çıkabilirsiniz.

Sosyal etkinliklerden bahsedecek olursak okulda ve çevresinde sosyal etkinliklerde bulunabileceğiniz pek fazla imkan, ortam yok. Geçtiğimiz dönem yeni kurulan birçok kulüp oldu. Ne kadar aktif olacakları bilinmez ama onlar dışında önceden kurulmuş olan kulüplerden birkaçı hariç diğerleri çok aktif değildi. Üniversitemizdeki öğrenci sayısı diğer üniversitelere göre daha az. Bu nedenle öğrencilerle tanışmanız ve arkadaşlık kurmanız yönünden daha kolay. Aynı dönemdeki birçok insan birbirini tanıyor diyebilirim. Üniversitemizin düzenli olarak gerçekleştirdiği bir etkinlik var : ‘Oktoberfest’ bir başka deyişle Almanların kutladığı “Bira Festivali”. Ekim ayında düzenlenen bu etkinlikte bir mekan ile anlaşılıyor, katılmak isteyen öğretmenler ve öğrenciler bu mekanda toplanıyor ve müzikli eğlence gerçekleşiyor. Bunun dışında okula sosyal etkinlik beklentisiyle gelmeyin çünkü henüz temellerini oturtmaya çalışan yeni bir üniversite.

Peki genel olarak baktığımızda TAÜ’nün avantajları ve dezavantajları neler? Hazırlık eğitiminin zorlu geçeceğinden bahsetmiştim ama bunun sonundaki mükafatı avantajlar kısmına sakladım. Bu zorlu hazırlık sürecini başarıyla tamamlayan ilk 100 öğrenciden biri olursanız TAÜ sizi Almanya’ya 1 aylık yaz okuluna gönderiyor, üstelik giderlerinizi de karşılayarak. Kalacağınız yeri, yaz okulunuzu ayarlıyor. Size belirli bir bütçe veriyor ve siz o bütçeyle bunların hepsini ödeyip 1 ay orada geçiminizi sağlayabiliyorsunuz.

Üniversitemiz Alman ortaklığıyla kurulan bir üniversite olması nedeniyle Alman firmalarıyla da birçok ortaklığa sahip. Örneğin bu yaz Mekatronik ve Endüstri Mühendisliği okuyan öğrencilerin stajları vardı ve bu stajları Bosch, MAN ve Mercedes gibi firmalarda yaptılar. Bunun dışında her bölümün Almanya’da partner üniversitesi var. Örneğin, Mühendislik Fakültesi’nin partner üniversitesi Berlin Teknik Üniversitesi. Her bölümün ders programı partner üniversiteler tarafından ve onlara uyumlu şekilde yapılıyor. Sistem olarak Almanya eğitim sistemi örnek alınıyor. Şöyle örneklerle açıklayabilirim. Mekatronik ve Endüstri Mühendisliği öğrencileri 1.sınıfın yazında staja başlıyor iken, Bilgisayar Mühendisliği öğrencilerinin ilk 3 yıl stajı yok ve son sınıfı sadece 6 aylık mesleki staj ile bitirme tezi olacak şekilde geçirmeleri planlanmakta (Bilgisayar Mühendisliği hakkında net bir cevap veremiyorum çünkü ilk öğrencileri biziz ve öğrenci odaklı olmak üzere yeni şekilleniyor.).

Peki ya Almanya bağlantıları dedik ama öğrenciler Almanya’ya gitmiyor mu?

Elbette gidiyor. Üstelik üniversitenin amacı, her bölümün öğrencilerinin eğitim süreci boyunca en az 2 kez Almanya’ya gitmesi. Her bölümün gitmesi için farklı bir amaç var. Mesela Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler okuyan öğrencilerin 4.yarıyılda oradaki parlamentoyu görmeleri adına Almanya’ya gitti. Bunun gibi birçok etkinlik, eğitim gerçekleşmekte. Bu yaz Hukuk ve İşletme öğrencileri de Almanya’ya gitti.

Üniversitemiz kalabalık değil aksine şimdilik aynı dönemden bir bölümün en fazla 40 öğrencisi var. Bu da bize hocalarla yakın diyalog kurabilmemizi sağlıyor. Hocalarımız özgeçmiş olarak birbirinden dolular. Hatta Almanya’dan sadece o günkü dersleri için gelen hocalarımız var ve biz onlarla kalabalık amfilerde ders görmek yerine 30 kişilik sınıflarda istediğimiz soruyu sorabilecek kadar yakın olabiliyoruz. Dezavantajlarından bahsetmek gerekirse yeni olmasından dolayı her şey her an değişebiliyor. Şimdilik hiçbir konuda bu böyledir netliğine ulaşamıyorsunuz. Ayrıca bilinmemesinden dolayı bazı etkinliklerde ya da burs vermek isteyen kurumlarda okulumuzun adını göremiyoruz ama tabii ki bunun zamanla değişeceğine inanıyorum. Hatta zaman geçtikçe ülkemizdeki en iyi üniversitelerden biri olabileceğini gerek sunmuş olduğu imkanlar gerekse yapmış olduğu anlaşmalar ile bize şimdiden gösteriyor.

Elif Sinem A.
Türk Alman Üniversitesi/Bilgisayar Mühendisliği

Leave a Comment