KPSS Sürecinde Yaşadıklarım ve Tavsiyelerim

Merhaba inekle öğrencisi, velisi ve öğretmeni. Umarım iyisinizdir. Bu yazımda sizlere KPSS sürecinde yaşadıklarımı ve istediğim sıralamayı nasıl elde ettiğime dair deneyimlerimden bahsedeceğim. Hazırsanız başlayalım, iyi okumalar dilerim!

2019 yılında Türkçe öğretmenliği bölümünden mezun oldum. Atanamayacağım korkusuyla, gelecek kaygısının ağır basmasıyla Okul Öncesi bölümüne kaydımı yaptırıp derslere girmeye bir taraftan da Türkçe öğretmenliği alanından KPSS’ye hazırlanmaya başladım. 2020 KPSS’de sıralamam iyi gelmişti ama pandemi sebebiyle kontenjan dışı kaldım. 2021 sınavımda da aynı senaryoyu yaşayınca 2022 için tüm alışkanlıklarımı değiştirdim.  Önceki tecrübelerimi bir kenara koydum onların bir yenilgi ya da kaybediş değil tecrübe olduğunu kabul ettim. Sınav sonuç belgelerime göre odaklanmam gereken alana öncelik verdim. Benim eksiğim alan bilgimdi oraya özellikle odaklandım.

Genel kültür, genel yetenek ve eğitim bilimlerini Youtube’tan yararlanarak bitirdim. Bu derslerdeki hocaları kendim belirledim, önerileri çok dikkate almadım. Başka bir arkadaşımın beğendiği hocanın anlatım tarzı bana hitap etmiyor olabilirdi. Alan konusunda uzaktan eğitimden yararlandım. Hafta içi üç gün saat 19.00-23.00 arası derslere canlı olarak katılıyordum. Uzaktan eğitimlerin canlı ya da kayıttan ders seçenekleri oluyor, canlı ders almak bana süreç içinde disiplin kattı. Kayıttan aldığım soru çözüm kampları oluyordu onları erteleyebiliyordum. Uzaktan eğitimin en büyük katkısı derslerin kaydediliyor olmasıydı, dershaneye gitseydim bu imkânım olmayacaktı. Anlamadığım, dikkatimin dağıldığı yerleri tekrar dinleme imkânım oldu. 

Günlük rutinimden bahsedecek olursam erken saatte kalkıyordum. Ben bu süreçte uyku saatime ve beslenme alışkanlığıma özellikle dikkat ettim. 7-8 saat uyuyordum. Kaliteli uyursam uykumu ne kadar iyi alırsam öğrendiklerimin daha kalıcı olduğuna inanıyordum. Gün içinde genel yetenek ve kültürden bir ders, eğitim bilimlerinden bir ders, alandan da bir ders çalışıyordum. 1.5 saat konu çalışması yaptıktan sonra 1 saat o konuyla ilgili soru çözümü yapıyordum. Çalışma saatim dolduktan sonra izlediğim video yarım kalıyordu diyelim 1.5 saatim doldu onu orada yarım bir şekilde bırakıp diğer günlük rutinim neyse ona dönüyordum.  Her gün üç alandan üç farklı ders çalışıyordum. Pazartesi tarih, gelişim psikolojisi , çocuk edebiyatı çalıştım ise salı öğrenme psikolojisi, coğrafya ve dilbilim çalışıyordum.

Her dersten üç farklı yayından soru bankam vardı. A yayınından bir test çözdükten sonra B yayınının bir testini sonra da C yayınının bir testini daha çözüyordum. Bir yayının diline ve mantığına bağlı kalmıyordum. Üç farklı yayın, soru tipi görüyordum. Haftalık düzenli olarak deneme çözüyordum. Denemelerde yanlış çözdüğüm soruları analiz ediyordum. Bu soruyu neden yanlış yaptığımı anlamaya çalışıyordum. Yanlış yaptığım soruları kesip çözümlerini de yazarak deneme analiz defterime yapıştırıyordum. Konu çalışmalarım, soru bankalarım bittikten sonra branş denemelerine geçtim.  Türkiye Geneli yapılan deneme sınavlarına kaydoldum. Bu sınavlara online olarak girdim. Deneme netlerimi gördükçe başaracağıma olan inancım her geçen gün arttı. Bu süreçte hiçbir zaman ya olmazsa ne yaparım diye düşünmedim. Ben elimden gelenin fazlasını yapıyordum eğer sınav sonucum kötü gelirse onu o zaman düşünürüm, diyordum kendime. 

Akran öğretiminden bu süreçte çok yararlandım. Yapamadığım soruları arkadaşlarıma hep sorardım. Zoom üzerinden birbirimize ders anlatır, konu tekrarı yapardık. Alan bilgisine yönelik makale okuma alışkanlığı edindim, okuduğum makalelerin özetini deftere yazdım. Yatmadan önce yarım saat kitap okurdum, kitap okumak stres seviyemi kontrol altına aldı. Bu süreçte mottom şuydu: ‘’Her karanlık kendisini sonlandıracak şafağın tohumlarını içinde taşır.’’.

Cennet Karayanık

27.11.2022

Leave a Comment